Cumartesi, Nisan 19

gogol

kac tane "bir gun mutlaka hindistan'i gormek istiyorum' diyen insanla tanistiysam, bir o kadar "tam bir sefillik, bir daha hindistan'a gidersem ne olayim" diyen duydum. Bu haftasonu The Namesake filmini izlerken bir anda tekrar ilk grubun icinde buldum kendimi. Filmin muzikleri Buddha Bar'dan tanidigimiz Nitin Shawney'den, vokallerde zamaninda "bu ses insandan mi cikiyor" dedirten hintli abla vardi. Bir de tabii Nikolay Gogol almis basini gidiyordu butun film boyunca. Gogol'un paltosunu cok merak edip hemen okunacak kitaplar listesine attim. Tren'de Yabanci'yi okudugum zaman geldi aklima.

Hindistan - renklerden bahsetmeye gerek yok, sefaletten, sarkilardan. Ama danslara deginmeden olmaz. Master yaparken hintli bir arkadas vardi, sanirim hergun en azindan 2 bollywood filmi deviriyordu. Bir kac sahne izlemistim onun filmlerinden. 70'ler yesilcam filmleri kadar komik. hani boyle ormanda agaclarin arasinda saklanbac oynayan ve biraz sonra baslarina geleceklerden habersiz hudutsuz mutlu ciftler. tek fark, bollywood'da az arkalarinda 30 erkek - 30 kiz dans grubu olmadan ormana mormana gitmiyor hintli asiklar. danslar ne kadar abuk olsa da bir o kadar etkiliyor insani. Amerika'dayken hint gecelerinde dans etmisligim vardi, devamini getirmek isterim :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

geyik ve hannoverdaki yazılarını okudum çok hoş yazılar..
hep kendi özgün yazılarımı yazmak istemişimdir ama hiç kısmet olmadı bakalım bugun tekrar karar vardim sonuç ne olacak acaba :)

Güzel bir blog, başarılar...

doganslx dedi ki...

tesekkur. guzel guzel kendine ozgun yazilar yazasin...